6 yaşında bir çocuk. 6 Y-A-Ş-I-N-D-A ! Hangi vicdan, hangi ahlak, hangi akıl, hangi din 6 yaşındaki bir çocuğun evlendirilmesini kabul eder? Bu apaçık çocuk istismarıdır. Hiçbir koşulda normalleştirilemez, görünmez kılınamaz, cezasız bırakılamaz. Asla münferit olmayan ve tarikatlar eliyle giderek çemberini genişleten bu istismar silsilesi, binlerce çocuğun, kadının hayatını karatmaya devam ediyor. 2020’den beri bu olayı bildiğini ikrar eden, Ulusal ve Uluslararası düzenlemelere göre çocuğun korunmasından birinci derecede sorumlu olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, bu vakıfları denetlemeyen İçişleri Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı istifa etmelidir.
2011 yılında Kadın Bakanlığı’nın kaldırılıp yerine Aile Bakanlığı’nın getirilmesi, 2012 yılında dini eğitim veren yurt ve pansiyon açan kurumların denetiminin MEB’den alınarak Diyanet’e verilmesi, 2013 yılında TCK’da yapılan değişiklik ile dini vakıf ve cemaatlerin açtığı kurs, yurt ve okullarda istismarlar ve sorunlar ortada iken kanuna aykırı eğitim kurumu açmak ve işletmenin tamamen suç olmaktan çıkarılması, 2015 yılında resmi nikah olmadan dini nikah kıyılamayacağına yönelik düzenlemenin kaldırılması, 2016 yılında çocuk yaşta evliliklere af getirilmek istenmesi, 2017 yılında yapılan yönetmelik değişikliği ile çocuk istismarlarını en çok açığa çıkaran meslek grubu olan rehberlik öğretmenlerinin görev tanımının değiştirilerek bu suçların üstünün örtülmesine zemin hazırlanması, 2021 yılında kabul edilen 4. Yargı Paketi ile çocuğun cinsel istismarında ‘’somut delil’’ aranması şartı ile çocuğun cinsel istismarı davalarında cezasızlığın önünün açılması toplumu çürümeye götüren taşların teker teker döşenmesidir. Cumhuriyet değerlerine inanan, eşit, özgür, uzlaşı ve güven içinde yaşayan bir toplum olmak için laikliğin ne denli yaşamsal önemde, olmazsa olmaz bir ilke olduğu apaçık ortadadır.
Kadınlar ve çocuklar için bir koruma kalkanı olan, hem önleyici tedbirler, hem etkin kovuşturma, yargılama ve destekleyici, bütüncül politikalar içeren İstanbul Sözleşmesi’nin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Tarikat ve cemaatlerin talebiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılan, okula gönderilmeyen çocukları takip etmeyen, hiçbir denetim ve yaptırım uygulamayan, çocukları korunmasız ve istismara açık hale getiren bu sistemde daha kaç çocuğu karanlığa terk edecek?
Bu çürümeye dur denilmeli, sorumlular yargılanarak adalete hesap vermelidir.
Bildirinin
Tamamını okumak için tıklayınız
Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da Yüksek Mahkeme cinsel saldırı mağdurlarına yapılan bekaret testlerinin 'yasadışı ve Anayasa'ya aykırı' olduğuna karar verdi.
Detay
AKP’nin torba yasaya koyduğu teklifin geri çekilmesini isteyen avukat Sedat Durna, anayasal haklara dikkat çekti. Canan Güllü ihbarla derneklere kayyım atanabileceğini belirtti. Hilal Esmer, Yoksulluk, şiddet konuşulmasın isteniyor dedi.
Detay
Dernek ve vakıflara kayyım atamasını kolaylaştıran kanun teklifini “örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saldırı” olarak değerlendiren kadınlar, “Bu yasayla yapmak istediklerini yapamayacaklar çünkü kadınlar artık susmuyorlar, susmayacaklar” dedi.
Detay